Anavarza-Yumurtalık

ROTA LİNKİ

https://www.komoot.com/tour/1426188703

ROTA BİLGİSİ

(Ayşehoca-Dilekkaya-Mercimek-Yılankale-Misis-Gündoğan-Çelemli-Ayvalık-Yumurtalık)

Toplam Mesafe (km)

96,9

Toplam Yükselme (m)

560

Toplam İniş

590

Maksimum Yükseklik (m)

250

Minimum Yükseklik

10

Ne Zaman Sürmeli?  Sıcak yaz dönemi hariç yılın her dönemi için bu rotayı öneriyoruz.

Parkur Durumu: Genel itibariyle araç trafiğinin düşük olduğu, güvenli ve tüm bisiklet türlerine uygun bir rota. Yılankale-Misis Köprüsü arasında anayola bağlanılsa da yol yeterince geniş ve güvenli.

Uygunluk: Yol, tüm bisiklet türleri için uygun.

Neler Göreceksiniz? Anavarza Antik Kenti ve Kalesi, Yılankale, Misis Köprüsü, Çelemli Göleti, Süleyman Kulesi, Yumurtalık Kaleleri, uçsuz bucaksız tarım arazileri,

Rotanın Yakınında  Neler Var? Kozan Kalesi, Kurtkulağı Kervansarayı, Tumlu Kalesi, Yelkoma Lagünü

Ne Alınır? Çelemli göçmen sucuğu

Yeme&İçme: Rota üzerindeki Çelemli’de meşhur göçmen sucuğu; Yumurtalık’ta balık ve deniz ürünleri satan işletmeler mevcut.

Kamp İmkanı: Yumurtalık’ta çadır kamp alanları mevcut.

Konaklama İmkanı: Yumurtalık’ta otel ve pansiyonlar mevcut.

Ulaşım:  Anavarza’ya Adana-Kadirli minibüslerini kullanarak Ayşehoca Mahallesi’nde inip kısa sürede ulaşabilirsiniz. Yumurtalık’a Yüreğir Otogarı’ndan kalkan minibüslerle ulaşılabilir. Her iki nokta için de önceden firmalar ile iletişime geçerek bisiklet yüklemek mümkün.

ROTANIN HİKAYESİ

Bugün tarih dolu bir yolculuk yapacağız. Bazen binlerce yıl geçmişe; bazen  tekrar günümüze…  Zamanlar arasında gidip,  gidip, geleceğiz.

İlk durağımız Çukurova’nın en önemli antik kentlerinden Anavarza Kenti ve Kalesi. Yaklaşırken çok uzaktan bile belli oluyor Anavarza Kalesi. Çukurova’daki ender tepelere kaleler konuşlanmış. Güvenlik ve haberleşme için. Çukurova uçsuz bucaksız bir deniz; kaleler de ortadaki adalar gibi görünüyor gözümüze… Toprakkale, Hemite, Yılankale, Tumlu Kalesi, Kozan Kalesi ve Anavarza… Kaleler birbirini görecek şekilde inşa edilmiş. Öyle ki Yumurtalık Limanı’na bir gemi yanaştığında haberi Kozan Kalesi’ne bile hemen ulaşabilmekteymiş.

Anavarza,  bir dönem Klikya’ya başkentlik de yapmış çok önemli  bir antik kent. Ünlü tıpçı Dioskorides, dünyanın bilinen en eski tıp ve eczacılık kitaplarından biri olan “De Materia Medica”yı burada yazmış.  Bitkilerin zenginliği ve çeşitliliğini görünce bunun tesadüf olmadığını anlıyoruz.  

Anavarza’da Zafer Kapısı ve sütunlu yolu görüyoruz. Antik kent, Efes’in 5 katı büyüklükte ve gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. Şehrin tepesindeki kaleye kayalara oyulmuş merdivenlerden çıkılabiliyor. Ancak yolumuz uzun olduğu için bu etkileyici kaleye çıkmayı başka bir güne bırakıyoruz.

Sonraki durağımız Yılankale. Navigasyon cihazına veya haritaya ihtiyaç yok. Bahsettiğimiz gibi Yılankale de bir ada gibi çok uzaktan görülebilmekte.

“Baston Diksen Yeşeren” verimli topraklardan ilerliyoruz Yılankale’ye doğru. Ayçiçeği tarlaları, mısır tarlaları, sulama kanalları arasından ilerlemek en az hedefimizdeki Yılankale kadar güzel.

Anavarza’nın aksine Yılankale’nin eteğine kadar bisikletle çıkabiliyoruz. Kale’nin eteğinde Çukurova ve Ceyhan Nehri’ne hakim enfes bir manzara var. Burada kahvaltı ve yemek çeşitleri sunan bir restoran da bulunmakta. Manzarayı daha iyi hissetmek için kalenin tepesine kadar tırmanıyoruz. Görüntü muhteşem: bir adadan denize bakıyor gibi…

Yılankale’nin hikayesi de ilginç. Çukurova kültürünün önemli bir öğesi olan Şahmeran’ın burada yaşadığına inanılıyor. Şahmeran yarısı insan, yarısı yılan bir yaratık. Etinin şifalı olduğuna inanıldığı için bir tuzakla öldürülüyor. Bir gün yılanların Şahmeran’ın intikamını alacağına inanılıyor. “Misis yılanla, Ceyhan yelle, Adana selle” deyişi çok yaygın bu yörede.

Misis demişken gidip görelim diyor ve serüvenimize devam ediyoruz.  Tarım arazileri arasından kısa bir sürüşle ulaşıyoruz Misis’in meşhur köprüsüne. Roma’nın Anadolu’da inşa ettiği ilk köprülerden bu köprü. Bir zamanlar Kanuni ve IV. Murad’ın geçtiği köprüden biz de geçiyoruz.

Efsaneye göre ünlü Lokman Hekim burada yaşamış. Anavarzadaki tabip Dioskorides, etinin şifalı olduğuna inanılan ve tıp biliminin sembolü olan yılan ve Lokman Hekim. Tüm bunların tesadüf olmadığını düşünüyoruz. Çukurova antik dönemde tıp biliminin merkezi.

Efsaneye göre Lokman Hekim ölümsüzlüğün sembolünü burada bulmuş ancak Misis Köprüsü’nü geçerken Cebrail ile karşılaşmış ve esen rüzgar Lokman Hekim’in kitabını Ceyhan Nehri’ne savurmuş. Kitabın bulunan sayfaları günümüz tıp biliminin kaynağı olmuş. Köprüye “Ölümsüzlük Köprüsü” de deniyor.

Anavarza, Yılankale ve Misis Köprüsü… Hep Ceyhan Nehri’ni takip ettik. Artık Ceyhan’ı doğuda bırakıyor ve denize yöneliyoruz. Vayvaylı, Kaşlıca ve Güveloğlu Mahallelerini geçerek Çelemli’ye ulaşıyoruz. Göçmen sucuğu meşhur bu köyün. Ana caddede kasaplar sıralanmış. Deneyimliyor ve büyük keyif alıyoruz. Çelemli’den sonra ovada çok nadir rastlanılan küçük yükseltilerden birisine tırmanıyoruz. Bitki örtüsü hemen değişiveriyor. Ağaçların arasında ilerliyoruz kıvrımlı yollardan. Küçük sevimli bir gölet, atmosferi daha da güzelleştiriyor. Sonunda tekrar düzlüğe ve Akdeniz’e ulaşıyoruz Ayvalık Mahallesi’nde.

Toroslar manzaralı Anavarza’da başladığımız seyahatte bu defa deniz manzarası eşliğinde ilerliyoruz. Sağımızda deniz kenarında bir kule görüyor ve o tarafa yöneliyoruz. Yolculuğumuz bitmek üzere ama zengin tarih bitmiyor Adana’da. Süleyman Kulesi, askeri amaçlı bir yapı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edildiği için bu adı almış.

3 kilometrelik bir sürüşten sonra Ayas (Yumurtalık) Kaleleri ’ne ulaşıyoruz. Marco Polo, Asya seyahatine buradan başlamış. Deniz Fenerine doğru ilerliyor ve solumuzda ada üzerinde yer alan Kız Kalesi’ni görüyoruz.  Gün batmak üzere ve manzara şahane.